Nedir Bu Kaygı ?

Hayatta sadece duygularla yaşamanın ne kadar saçma olduğunu hepimiz biliyoruz.Mantıklar bir yere kadar bizimle birlikte geliyor ama duygular her koşulda her daim yanımızda yani ben o şekilde düşünüyorum.Hayatta her istediğimiz somut varlığın sonu parayla bağlantılı maalesef ki.Bazen aman öleceğiz,gideceğiz napacağım parayı falan desek de kenara çekilip ölmeyi bekleyemiyoruz.Her koşulda kağıt parçasına ihtiyacımız oluyor bunun için kimimiz okuyor kimimiz çalışıyor kimisi de her ikisini yapıyor.Dilediğimiz her şeyi alamayacağımızı bilsek de en azından yaşamamızın belirli ölçüsünü kolay şekilde geçinmemiz için gerekli oluyor.

Ne kadar duygular önemsiz desek de bizi en çok içine alan şey duygudur.Malaasef duygularımızı bir kenara atamıyoruz.Hayatta hep endişe içerisinde kıvranıyoruz.Çoğu okuyan kişilerin iş bulamama kaygısı,çoğu çalışanın ayın sonunu getirememe korkusu biz bireyleri Anksiyete sahibi yapıyor.Peki nedir anksiyete ; kaygı bozukluğu diye adlandırılan psikolojik rahatsızlıktır.Normalmiş gibi gözükse de aslında stresin yoğun olduğu zamanlar kontrolünün dışına çıkabiliyor insan,Bahsettiğim şey vah ben şimdi napcam falan diye değil kendi kafamızda kurup kurup evham yapıp kalp ritimlerimizde değişme sonucu ortaya çıkıyor.Bir Anksiyete sahibi olarak diğer kişileri anlayan biriyim.

Eğitim kaygısı,sevme ve sevilme kaygısı,yoksulluk kaygısı,yalnızlık kaygısı... diye çok fazla sıralayabilirim.Kaygılardan kurtulmamız için kafaya takmamanızı söylerler ama bu aslında çok boş bir söylem çünkü  kafaya taktığımız için bu durumdayız.Belki de hayatta en çok istediğim şey gamsız olmak olabilirdi.Acımasız olmayı dilerdim.Bu hayat bunu gerektiriyor.